ANDIMIZIN’ın  penceresinden!  

ANDIMIZA KARŞI ÇIKMAK: Ülkemizin varlığını ve birliğini özde değil de, işine gelen bir siyasi malzeme olarak sözde dillendirip kullanan, mili ve  manevi değerlerimizi  rencide  edip reddeden; Bugünkü, insani, ahlaki  siyasi  ticari  ve inançsal değerleri yok etmeye  uğraşan; iyi niyetli  olduğu izah ve  kabul bir  edilemeyecek  mensubiyet   içinde olanları,  Andımızın dediğini ben  demiyorum  diyorlarsa kısaca durumları nasıl tanımlarım? 

 

TÜRKÜM  DİYOR, BEN  TÜRK OLMAYI KABUL

ETMİYORUM VEYA BEN TÜRK DEĞİLİM DEMEK? 

Dünya  milletleri içerisinde; Kendisine lütfedilen, hiçbir millete nasip olmamış,  Dünyanın en büyük insani, tarihi ve yaşamsal onurunun farkına varamayan, değerini bilemeyen, onurlanmak erdemine  erişemeyen, özellikle de düşman  mihraklara hizmete angaje olmuş bozguncular… ! 

 

DOĞRUYUM DİYOR; DOĞRU  

OLMAYI KABUL ETMEMEK! 

İnsan olabilmenin olmazsa olmaz temel kuralından yoksun olmak  demek değildir de nedir? Her türlü arsızlığı, uğursuzluğu, hırsızlığı,  hayasızlığı, üç kağıtçılığı, ahlaksızlığı, hainliği, hinliği, kalleşliği, sapıklığı olağan  kabul eden  aymazlara  sorsan asla kabul etmeyip, Hatta;   saydığımız  bu erdemlere uymadığını   ifade  eden hitaplarda  bulunulması  halinde de maraza  çıkaranlar… 

 

ÇALIŞKANIM DİYOR;  BEN

ÇALIŞKANLIĞI KABUL ETMEMEK ! 

Miskinliği kendine  misyon edinmiş, uyuşuk, asalak,  işe yaramaz, insanlığa hizmet etmek gayreti olmayan, başkalarının sırtından geçinmeyi  köşe dönmek yolunda marifet sayan, asalak; başkasının eline  bakan, rızkına ve emeğine  göz diken, helali haramı umursamayan, dünya malı için bütün değerlerden vazgeçen aklı sıra kurnaz geçinen sefiller… 

BÜYÜKLERİMİ SAYMAK DİYOR:  Saymam  diyorsa  kendisini bugünlere  getiren  büyüklerine ihanet   etmeyi kendince  büyüklük  zanneden, bu  ülkeyi kuran, kutsal  vatanımızı  bize  emanet eden ecdat büyüklerimizi tanımayacak, saymayacak  kadar vefasız, aile  terbiyesinden, insani değerlerden ,  asaletten yoksun,  soysuzlar… 

KÜÇÜKLERİMİ SEVMEK DİYOR; Sevmiyorsa,  demek ki;  ülkemizin varlığının ve  geleceğinin  teminatı olan, ve sevgiyle büyütüp koruyup kollamak ve  hayata  hazırlamak  zorunda  olduğumuz çocuklara  her türlü eziyeti  reva  gören,  kurslarda, yurtlarda,  vakıflarda  ırzlarına, namuslarına, dokunulmaması  gereken kutsallarına, hayat haklarına  her türlü saldırıyı   yapabilecek  sütü bozuklar;   küçük yaşlarda sevgi ortamında  eğitimle  ve oyunla  geçirmesi gereken  çağlarında   ağır ve pis  işlerde  çalışarak  ezilmesine  razı olanlar … 

 

 YURDUMU ÖZÜMDEN ÇOK SEVMEK DİYOR: Sevmiyorsa;  demek ki, bu yurdu sevmemek, bu yurtta yaşamak istememek  ya  da bu yurdu başkalarına  satıp onların boyunduruğunda  yaşamak;  yurdumuza  yönelecek  her türlü tehlike  karşısında  hiç bir  fedakarlığı göze almamak,  bütün  bu  durumlarla    hain  duygularla  hak etmediği halde   bu ülkede  yaşamayı  sürdürmek   kafa  yapısında olan ruhu bozuklar… 

 

MİLLETİMİ SEVMEK  DİYOR: Sevmem  diyorsa;   bu   milletin insanlığını , yüksek erdemlerini,  konukseverliğini , iyilikseverliğini, merhametini,  cesaretini, asaletini , yurtseverliğini    suiistimal  etmek ve   hak edenlerin  hakkı  olan   nimetlerine   sinsi emellerle; hain amaçlarla   ortak olmaya devam edenler… 

 

ÜLKÜM YÜKSELMEK  DİYOR: Demiyorsa; demek ki  yükselmek, yurdumuzu  milletimizi  yükseltmek, yüceltmek  “  muasır  medeniyet  seviyesi” ne  çıkmasını   istememek   kendisini seviyesinde   alçaklığına  yakışır  şekilde    alçaklarda  sürünmek,   ülkemizi  de  sürünürken   görmeyi isteyen   düşmanlarımızın iş birlikçileri… 

İleri  gitmek  diyor; ben ileri gitmek  ,  “muasır  medeniyet” seviyesinde  refaha  ve mutluluğa  ulaştırmayı  istemem  diyenler;  geride kalmak, ileri gidenlere  köle  olmak, onların  boyunduruğu  altına    girmek  ırzını,   namusunu, malını, canını, mukaddes  vatanımızı  ve   yüce  halkımızı   başkaların  düşmanca  emellerine    teslim etmekten   geri durmayacak olanlar… 

Üzülerek  yapmak zorunda kaldığım  bu tanımlamalara inanmıyorum, inanmak istemiyorum. helal süt emmiş bir insan bunları söylemez. Bu işte  bir yanılgı  yada   yurdumuza,  ulusumuza, vatanımıza,  varlığımıza, birliğimize kısacası  ülkemize  kasteden iç ve  dış  düşmanların  yönlendirmesi  olduğu kanısındayım !. 

Bir şeyi  gözden kaçırıyorlar: Biz tarih yazan bir  ahvadın evlatlarıyız.   

Rahmetli babam Kıbrıs   gazisi em. Topçu. Kd. Albay   Arif  Kandemir kaleme aldığı güzel bir şiirinin  sonunda; Türk’ün tarihteki  müstesna varlığını  şu dizelerle  haykırıyordu! 

 **

  “  Türk’ün  güneşleriyle  dünya  ufku ağardı, 

      Türk olmasa  tarihe  yazılacak  ne vardı ?” 

 **

Not :  Bu yazıyı 27.08.2019  tarihinde  yazmıştım  ve köşemde  yayımlanmıştı.  Günün  gelişmeleri karşısında  bir daha  paylaşmayı uygun   gördüm.