Günü birlik yaşamaya alışmışız…
Yarın Gümüşhane ile oynayıp normal lig çilesini tamamlayacağız…
Sonar Play-Off oynayacağız…
Play-Off bu sene son derece zor…
Çıkabilirsen çık…
Öyle iki maçla iş bitmiyor…
5 maç oynayacaksın ki çıkabilesin…
Ben bunları da geçtim…
Çok değil…
Bir ay sonra…
1.Lig takımı olursak…
Bu kent 6 yabancı futbolcuyu nasıl alacak ?..
Nereden para bulacak ?..
Hem de şu Pandemi ortamında…
‘Sana ne be adam, bırak yarını bugüne bakalım’ diyenler vardır muhakkak içinizde…
Hatta benim yüzüme söyleyenler de çok…
Çünkü, 2008’de lig çıkmayalım bu tuzak, kulüp kapanacak’ diye açık açık canlı yayındaki kayıtlarıma rağmen, takım çıktı, sonra kaderine terk edildi, 15-16 yaşındaki bebelerde tarihe geçen 8-9’luk yenilgiler aldı…
O zaman ortada kimse yoktu…
Herkes sıçan gibi sağa sola kaçmıştı…
Tribünde 10-15 gazeteci maç izliyorduk sadece…
Yine öyle olacağız diye endişeleniyorum…
Akma olsun…
Kimler geldi, kimler geçti…
Biz hâlâ buradayız…
Yani…
Pazara kadar değil…
Mezara kadar Körfezliyiz…
Ben duygularımı yüreğimde gizlice yaşarım…
Ölüm yıldönümleri ile ilgili bir sıkıntım var…
İnsanları ölüm yıldönümleri dışında da hep anarım…
O günlerde ise kenara çekilirim…
Yani 364 gün 6 saat ölülerle konuşurum…
Onları hissederim…
Ahmet Akay ağabeyim…
Onunla ilgili düşüncelerimi geçen yıl vefatından hemen bir gün sonra tam sayfa yazdım…
Sıcağı sıcağına…
Acını tam en yüksekten hissettiğim anda…
30 bin kişi okumuş…
O orada bitti…
Bir daha Ahmet ağabey ile ilgili böylesi bir yazı yazmam mümkün değil…
Çünkü o yazı, benim doğal hislerim ve o anda hissettiklerimdi…
Ölenleri unutmam…
Anamı…
Babamı…
Sevdiklerimi…
Mümkün mü unutabilmem ?..
Onun için, 40 yıllık Ahmet ağabeyimi her gün yüreğimde anmaya devam ediyorum…
Benim özelimdir…
Onu tüm ananları ve beni arayıp yeniden taziyelerini bildirenlere çok çok teşekkür ediyorum…
Ateş düştüğü yeri yakar…
Onun acısını en iyi spor servisimiz, gazetemiz ve gazeteci arkadaşları ile tabii ki en önce de ailesi yaşar…